Değerli Öğretmenler ve Veliler,

Günümüzde edebiyat türleri çerisinde popülerliği en fazla olanı kuşkusuz fantastik kitaplardır. Fantastik, sözcük anlamıyla “gerçek olmayan”, “hayal ürünü” ve “hayali” anlamına gelmektedir. Gerçek dünyada yaşanması mümkün olmayan edebi kurgular barındıran bir edebiyat türü de denilebilir.

Bu türün genel olarak hitap ettiği okuyucu kitlesi çocuklardır. Genç yaştaki geniş bir kitle, gerçek hayatta kendilerini rahatsız eden olay ve davranışlarla gerçek olmayan dünyada daha kolay yüzleşirler ve hesaplaşabilirler. Yalnızlıklarından, çaresizliklerinden, korkularından, başkalarıyla kıyaslanmaktan ve yarıştırılmaktan bunalan zihinler, fantastik dünya yardımı ile bir kaçış yolu bulur ve kendilerini orayla bütünleştirir. Bu kategoriye girmeyen çocuklar ise fantastiğin sınırsız hayal dünyasından etkilenip kendi bilinçaltları ile bir yolculuğa çıkarlar. Bunu da içe doğru bir kaçış olarak belirtebiliriz. Okudukları kitabın kendi örf(gelenek)ve kültürümüze uygun olup olmaması, bu kaçışın ileride nasıl bir psikolojik etki ve davranış çeşitliliği oluşturacağını belirleyen en önemli etkendir.

Son yıllarda uluslararası çalışmalardan dilimize çevrilerek sunulan birçok fantastik kitap, ne yazık ki kendi kültürümüzü ve kendi değerlerimizi unutma adına zihinlere ağır bir darbe vurmuştur. Çocuklarımıza fantastik nedir diye sorduğumuzda aldığımız cevapların en başında vampirler, büyüler, canavarlar ve zombiler gelmektedir. Sonuç olarak çocukların gelişme çağındaki davranışları zamanla olumsuz etkilenmektedir.

Paradokya adlı kitaplarıyla ( Adalet Yıldızı ve Kayıp Pusula – Sırlar Geçidi – Düşler Ülkesi ) 2009 yılından bu yana ortaokul ve liselerde yüzlercesöyleşi ve imza günü gerçekleştiren ve 100 binden fazla öğrenci ile buluşan Cem Gülbent, bu kez karşımıza ilköğretim 3 – 4 ve 5. sınıf seviyesindeki okuyucu kitlesine hitap eden kitaplarıyla çıkmaktadır. Okuduğu fantastik dünyanın kahramanı ile özdeşleşen temiz yüreklere; bize yine bizi anlatan, kültürümüzü ve değerlerimizi içinde barındıran, maceradan, gizemden ve heyecandan ödün vermeyen kurgusuyla Hammit’i sunmaktan mutluluk duymaktadır.

Peki, sadece çocuklara mı? Tabii ki de hayır. “İçindeki çocuğun peşinden gitmeyen, gözlerini kapattığında karanlığa mahkûm kalır” sözü ile yola çıkan yazarımıza kulak verelim ve gelin hep beraber fantastiği ti’ye alıp bu macerada biz de olalım.

Öğrencilerin; okurken sıkılmayacağı, akıcılığı ile keyifleneceği, “Bunun gibi başka kitaplar da var mı?” gibi sorular yönelteceği Hammit’i gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirsiniz. Elinizdeki bu broşürde öncelikle çocuklara bakan yönüyle maceraların özetini bulacaksınız. Ayrıca siz ebeveyn ve öğretmenlerimiz için de ayrı bir özet hazırladık. Her iki özeti de aynı anda değerlendirmenizi ve fantastik dünyanın yeni kahramanını öğrencilerle buluşturmanızı dileriz.

İlköğretim beşinci sınıfa giden Hamit, bir gece yarısı uykuya daldığı anda oda kapısının ardından gelen seslerle irkilir. Uyandığını zannetse de aslında uyumaya devam etmektedir. Seslere anlam veremeyip oda kapısına kadar dikkatli bir şekilde adımlarını atar ve yavaşça kapısını aralar.

Gördükleri karşısında öylece donup kalır. Karşısında salona giden koridor yerine fantastik bir dünya vardır. Bu dünyaya ayak bastığı andan itibaren kendini heyecanın, maceranın ve gizemin içinde bulur.

Hamit, artık Fantastiko ülkesindedir. Bu ülkenin öne çıkan kahramanları ile tanışması uzun sürmez. İlk olarak Sosi ile Feti’yi görür. Fantastiko’nun en zıpır, en yaramaz, en vurdumduymaz, en sakar ve en eğlenceli iki mirketi olan Sosi ile Feti, ülkenin başını derde sokmak için her defasında üstün çaba harcamaya gerek duymazlar. Çünkü doğal halleri başlarına iş açmak için yeterli bir sebeptir.

Bilgin, Fantastiko’nun sözü dinlenen akbabasıdır ve ülkenin başındaki Büyük Bilge’nin de torunudur. Her defasında bilgece sözler söyleme gayreti içindedir ve ekibi yönlendirmeyi sever. Bazen çok güzel cümleler kursa da çoğu zaman cümlenin sonunu bağlamakta zorlanır. Fakat Fantastiko sakinleri Bilgin’i her haliyle kabullenmişlerdir.

Zebragül ise maceranın en güzel zebrasıdır. Kendine bakmayı sever ve güzel görünme adına her zaman dikkatli davranır. Yine de her defasında çamur banyosundan nasibini alır.

Kargi ise sadece Fantastiko’nun değil tüm ülkelerin basın yayın danışmanı ve gazete dağıtıcısıdır. Bu şirin karga her gün getirdiği “Fantastiğin Sesi” adlı gazete ile ülkeleri habersiz bırakmaz.

Fantastiko’nun birbirinden ilginç karakterleri, karşılarında gördüğü Hamit’i kahraman olarak seçerler ve fantastik dünyadaki ismini HAMMİT olarak belirlerler.

Hammit, gece yarısı oda kapısından adım attığı gizemli dünyada amaçsız değildir. Fantastiko ülkesini kurtarmak için kötü kalpli Ador ile mücadeleye girmesi gerekecektir. Fakat öncesinde ondan ülkenin diğer ülkelere geçişini sağlayan yaşam kapısını açması istenmektedir.

Ador, yaşam kapısını açık tutmaya yarayan dört yaşam kristalini ülkenin dört bir yanına saklamış ve bulundukları yerleri de tuzaklarla donatmıştır.Amacı, fantastik olimpiyatlarına katılmak ve altın kristale sahip olup tüm fantastik dünyalara hükmetmektir. Elinizdeki ilk beş kitap, gizemli geçit serisidir ve yaşam kapısının açılması yönünde yapılan mücadeleleri anlatmaktadır.

Hammit; Bilgin’in bilgece yönlendirmelerinden, Zebragül’ün hızından, Kargi’nin haberlerinden yararlanıp bu macerada başarıya ulaşmaya çalışacaktır. Sosi ile Feti’ye gelecek olursak… Onlar ne işe yarayacak biz de bilmiyoruz. Fakat şunu biliyoruz ki Hammit’in işi gerçekten zor.

Hammit, her gece uykuya dalıp maceraya kaldığı yerden devam etse de her bir kristali bulmak için o gecenin sabahına kadar vakti vardır. Annesi uyandırmak için geldiğinde, arkadaşlarını kötülerle ve tuzaklarla baş başa bırakmaması için acele etmesi gerekmektedir.